"Who will buy my sweet red roses? Two blooms for a penny..."Şarkı giderek gelişti, önce beş, altı, derken onlarca kişi birlikte dansedip şarkı söylemeye başladılar. Bu nasıl bir işti? Alelade halk birden bire nasıl bu şekilde organize dansetmeye ve çok sesli söylemeye başlamışlardı?
Sonra öğrendim gerçeği... Bu gibi şeyler önceden uzun çalışmalarla oluşturulur, sonra da sahnede sanki anında yapılıyormuş gibi filme çekilirmiş...
Yıllar sonra kendimi bu işin önemli parçalarından biri olan, filmlerde orijinal dillerinde söylenmiş şarkıların Türkçe'ye çevrilip söylendiği kocaman bir kurumda buldum kendimi, İmaj Stüdyolarında. Burada bu şarkıların hem dilimize çevrilmesini hem de stüdyoda orijinale son derece sadık kalarak kaydedilmesini yönetmeye başladım.
Bayağı oldu bu işi severek yapalı... Yüzlerce film, dizi film seslendirmesinde "müzik direktörlüğü" yaptım. Size bu olayın ilginç noktalarından bahsetmek istiyorum:
Kısaca size işin aşamalarını anlatayım önce. Disney, Warner-Bros, Universal, Dreamworks gibi "Çizgi Film" veya "Müzikal Film" yapan ünlü şirketlerden bize önce üzerinde çalışacağımız malzeme gönderilir. Filmin orijinali, orijinal dilde senaryosu, karakterlerle ilgili bilgi ve de şarkıların notaları. Karakterlerin özelliklerine göre bir ön-seçim yapılır, her rol için adaylar saptanır. Diyaloglardan ve şarkılardan bazı kısımlar adaylarca seslendirilir, kayıtlar yurt dışına, şirkete gönderilir (Voice-Test). Yurt dışından gelecek seçimi beklerken senaryo Türkçe'ye tercüme edilir, şarkı sözleri daha özel bir şekilde adapte edilir. Çünkü yalnız anlamsal tercüme ile şarkıyı benzer bir şekilde söylemek mümkün olmaz. Seçimler sonuçlandığında asıl kayıtlara başlanır. Bazı özel durumlarda diyalogları (konuşma) seslendiren ile şarkıyı söyleyen sanatçı aynı kişi olmayabilir. O zaman bir rol için iki kişi angaje edilir.
Sizlere hem yaptığımız bazı işlerden, bunları seslendiren değerli sanatçılarımızdan ve de vereceğim linklerde bu şarkıların son hallerinden söz etmek istiyorum.
The Jungle Book (1967, Disney), Orman Çocuğu
Bu filmde "Baloo" isimli ayıyı Kerem Atabeyoğlu konuşmuş, şarkılarını da 2011 yılında kaybettiğimiz Devlet Senfoni Orkestrası Sanatçısı Cezmi Başeğmez söylemişti. Kendisi pop müzik alanında da yıllarca çalışmış çok değerli bir perküsyon sanatçısıydı. Onunla 1975 yılında ilk "Eurovision" ulusal finalinde tanışmıştım.
Cezmi ayrıca çok esprili, "geyik muhabbeti" çok renkli ve de etkileyici bir insandı. Baloo'nun şarkılarını kaydediyoruz, stüdyoda olgun erkek evresine yeni adım atmış iki sevgili asistanım var. Birden kadınları "heyecanlandırmak" için nasıl bir yöntem uyguladığını anlatmaya başladı:
"Kadını topuğundan tutup havaya kaldırırsın ve de ayak bileğinin arkasını 'hart' diye ısısırırsın. Kadın işte o andan sonra cinsel olarak çıldırır"derken gözüm asistan arkadaşlarıma kaydı. "Yahu ne teknikler var da bizim haberimiz yok" der gibi bir bakış ve de vücut postürü içindeydiler. Bilmiyorum denediler mi? Pek belleri falan sakatlanmadığına göre hayır. Onu hep dolgun, kıvrak bas sesiyle ve de neşesiyle hatırlamak istiyorum.
"Bizim oğlan Orman Çocuğu filmini izlemeye gitmiş, Baloo'nun şarkısını duyunca Ayıyı sesinden tanıdım, benim babam! diye bağırmış"demişti bize kahkahalar içinde.
Toprağı bol olsun...
Bare Necessities, Cezmi Başeğmez
The Lion King II Simba's Pride (Disney, 1998), Aslan Kral, Simba'nın Gururu
We Are One, Volkan Severcan, Elif Atakan
The Lion King (Disney, 1994), Aslan Kral
Naci Taşdöğen mükemmel oyunculuğu yanında aynı şekilde mükemmel bir karakter dublaj sanatçısıdır. Onun Disney'den "tescilli" Donald Duck'ın Türkiye seslendirmecisi olduğunu bilir misiniz? Amerika'dan buraya bir yetkili gelmiş, Donald'ın seslendirmecisi aranıyor. Her adaya "işte boğazını şöyle kas, dilini şöyle yap, sesini şöyle çıkar" diye yönlendiriyor. Sıra Naci'ye gelmiş, tanıyanlar bilir, "maço" görünmeyi çok seven pamuk bir kalbe sahip bir genç sanatçımızdır. Yetkilinin yönlendirmelerinden hoşlanmaz ve kızar; Donald'ın ses tonunu taklit ederek "Fuck You!" der.
Amerikalı yetkili zıplamaya, "That's it! That's it! İşte buldum" diye sevinç çığlıkları atmaya başlar.
Ayvalık'tan çıkıp Sarmısaklı'ya gitmeyip sağa dönerseniz Şeytan Sofrası'na varırsınız. İşte sağa döner dönmez orada bir "Orman Bölge Müdürlüğü Dinlenme Alanı" var. Adı "Hakuna Matata".
"Hakuna Matata" Afrika, Swahili dilinde "Yaşamda endişeye yer yoktur" alamına gelmekte. Aslan Kral çizgi filminin (1994) en iyi şarkı "Oskar"ını alan bir Tim Rice-Elton John bestesi. Besteyi bir merkat ve de yaban domuzu olan Timon ile Pumba seslendiriyorlar. Naci'nin ve de ağabeyi Erkan Taşdöğen'in sesinden dinleyelim şarkıyı.
Hakuna Matata, Naci Taşdöğen, Erkan Taşdöğen
(Devamı Var...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder