4 Temmuz 2015 Cumartesi

SİNEMADA FOLEY

FOLEY

Bir sinema filminin içerdiği sesler üç ana kategoriye ayrılır:
  1. Ses Efektleri
  2. Müzik
  3. Dialog
Ses Efektleri ise film çekilirken kaydedilmiş ortam ve oyuncuların çıkardıkları sesler yanında
  1. Ambiyans
  2. Ses Kütüphanesinden alınmış Sesler
  3. Foley olarak üçe ayrılır.

Sinemada Ses Tasarımının Vazgeçilmez Parçası

Foley "post-production" aşamasında, yani film çekildikten sonra filme, videoya veya diğer görsel yapıtlara ses kalitesini arttırmak üzere eklenen gündelik seslerdir. Bu tür seslere onu ilk tasarlayan ve yaratan çok yönlü kişiye, yani Jack Foley'ye gönderme olsun diye "Foley" denir.
Bu sesler kumaşın sürtünürken çıkardığı sesten ayak sesleri, kapı gıcırtısı, yumruk, kağıdın buruşması ve kırılan cama kadar çeşitli seslerden oluşur.
Aşağıdaki video  bağlantısında Emmy ödüllerine aday gösterilmiş Foley artisti İrlandalı Caoimhe Doyle ses efektlerinin nasıl yapıldığını anlatıyor
https://www.youtube.com/watch?v=GrbgY6ajTgo
Film çekimi sırasında bütçenin el verdiği ölçüde konuşma ve ortam sesleri kaydedilir. Normal olarak bir kişinin konuşmasını kaydetmek için giysinin altına, mikrofonun alıcı kısmı giysiden dışarı bakacak ancak kameradan gözükmeyecek şekilde bir "yaka mikrofonu" yerleştirilir. Aynı zamanda yakın çevrede ve oyuncunun çıkardığı kendi sesleri kaydetmek için "boom mikrofon" denilen, uzun bir metal çubuğun ucuna yerleştirilmiş ve oyuncunun üzerinde kameranın kaydettiği kadraja girmeyecek kadar en yakın mesafede tutulan bir mikrofon kullanılır. Bu mikrofon "av tüfeği / shotgun" adı verilen dar açılı hassasiyet alanına sahip uzak mesafelerden oldukça güçlü ses seviyelerinde kayıtlar alan bir mikrofon türüdür. Buna karşın yaka mikrofonu daha kısa mesafelerde ses alan, uzaktaki sesleri almayan bir mikrofon türüdür.




 "Boom Operator" dediğimiz ses teknisyeni ve bir boom mikrofon.



Yaka mikrofonunun bir mikrofon ve kablosu, bunun oyuncunun giysilerinin altında, genel olarak beline takılı verici ünitesi ve de uzakta ses kayıt cihazının yanında yer alan alıcı ünitesi bulunur.

Bütçeden bahsetmiştik, yüksek bütçeli filmlerde ortam seslerinin daha kaliteli bir şekilde kaydedilmesi için hazıralanan sahnenin gereksinimlerine göre çeşitli alanlara yerleştirilen mikrofonlar da kullanılır. Örneğin iki oyuncu karşılıklı kahve içiyorlar ve de kahve bardaklarını sık sık alıp ağızlarına götürdükten sonra önlerindeki sehpaya koyuyorlar. İşte sehpanın altına yerleştirilecek bir mikrofon ile bu sesler daha yakından ve de daha kaliteli kaydedilebilir, sahnenin gerilim derecesine göre ses tasarımcısı tarafından post-prodüksiyon aşamasında istenilen şekilde kullanılabilirler. Bunun için iş programında belirlenen sahnelerin yönlendirmesine göre ses teknisyenleri dekorlar yerleştirildikten sonra bir çalışma yaparak alanın çeşitli yerlerine mikrofonlar yerleştirir. 
Bu hem zaman isteyen, dolayısıyla çekim süresini arttıran bir çalışmadır ve de doğal olarak film bütçesine yansıyacaktır. Ayrıca da gelişmiş aynı anda bir çok kanala kayıt yapma özelliğine sahip bir ses kayıt düzeni gerektirmektedir.




Oldukça detaylı üniteleri olan bir ses kayıt mikseri. Depolama birimleri (hard diskler), seslerin belirli özelliklerini ortaya çıkaran "plug-in" dediğimiz ara üniteler, ve an altta dijital bir ses mikseri.

Neden Foley?

Sahneler çekilirken diyalogların yani konuşmanın ve oyunucudan çıkan her türlü sesin en iyi şekilde kaydedilmesine yoğunlaşılır. Bu sırada ortamda oluşan sesler istenilen kalite ve güçte kaydedilmeyebilir. Yaka mikrofonunun giysinin altında olması nedeniyle konuşma sesi bile istenilen parlaklık ve doğallıkta olmayabilir. Giysinin kumaşının mikrofona sürtünmesi ile diyalogların üzerine istenmeyen (artefact) sesler kaydedilmiş olabilir. İki oyuncunun örneğin kucaklaşmak için birbirlerine sarıldıklarında yaka mikrofonlarından çok boğuk bir ses kaydedilmiş olabilir. İşte bunlar için post-prodüksiyon aşamasında ses tasarımı yapılırken bu bölümler tamamen sıfırdan yaratılır.
Diyaloglar tekrar kaydedilir, film üzerindeki diyaloglar ile senkronize edilir
 (Stüdyoda sonradan yapılan diyalog kaydı yani "dubbing / dublaj" ile seslerin görüntüdeki ağız hareketleri ile senkronize edilmesini ayrı bir blog konusu olarak ele alacağım)
Aynı zamanda da yeterli kalitede kaydedilememiş dış sesler, oyuncuların hareketlerinden veya oyunlarını oynarken kullandıkları eşyalardan çıkan sesler yeniden yaratılır. Buna foley çalışması diyoruz. Foley sözcüğü yalnız eksik veya kalitesi düşük seslerin yeniden üretilmesi için değil, aynı zamanda film çekilirken o ortamda olmayan veya kulağımızın işitmesi olanaksız seviyelerde olan bir takım yeni seslerin eklenmesi işlemi için de kullanılır.
Sinemada insan algısının en uç noktalarına kadar ilerlenmesi süreci içerisinde foley çok önemli bir yer kapsar.

Bir ok ile bir canlının vurulması sahnesini ele alalım. Burada ses olarak neler gerekmektedir?
Okun bir yerden (okluk, masa üstü, yer) alınırken çıkan ses, okun yaya yerleştirilmesi sesi, yayın gerilmesi ile oluşan ses, okun yaydan  ve havada giderken çıkardığı ses, en sonunda da okun vücuda girerken çıkardığı ses ile bedene verdiği zararın sesi bu çekim planının seslerini oluşturur.
Bunlar ya daha önce son derece temiz ve kaliteli kaydedilmiş ses bankalarından kullanılır ya da o anda yaratılırlar. Örneğin okun saplanırken kaburgaları parçalama sesi saplı kerevizin veya lahananın elle kıvrılıp koparılması ile oluşturulabilir. Burada dikkat edilmesi gereken şey bu alt birimlere bölünmüş değişik seslerin süreleridir. Okun gerilmesi, havada süzülmesi ve de vücuda saplanmasının çok farklı süreleri vardır.

Son derece detaylı, önceden hazırlanmış ve de bunları bulmayı kolaylaştıran programlarla birlikte satılan foley sesleri bulunmaktadır. Ancak bir çok foley sesi de sahnenin özelliklerine göre stüdyoda oluşturulur. Kumda, ahşap, halı üzerinde veya betonda yürüyüş, oyuncunun giydiği ayakkabının özellikleri, oyuncunun vücut ağırlığı, yürümenin temposu sahneye göre özgün olarak yapıldığında daha gerçekçi sonuç alınabilir.

Foley sesleri her zaman tek bir sesten oluşmaz, beynimizin daha iyi algılaması ve de bizleri sinemanın hayal dünyasına alıp götürmesi açısından bir çok sesin birleşkisinden oluşur. Yukarıda bağlantı adresini verdiğim videoda da gösterildiği gibi bir atın koşmasını ele alalım. Aslında Monthy Pyton gurubunun meşhur filmi "The Holy Grail / Kutsal Kase"de kullanılan ikiye bölünmüş ve içi boşaltılmış hindistan cevizi ile çok kolaylıkla oluşturulan nal seslerini daha gerçekçi kılmak için üzerine nalları takılı iki adet at tırnağı, altına ve üzerine mikrofon yerleştirilmiş kum dolu geniş bir kap da kullanılabilir. Kumun içine bir kaç taş koyulur ki demir nal zaman zaman taşa çarpıp değişik sesler yaratsın.
Bu nal seslerine ek olarak birbirlerine bağlanmış demir çubuklar, zincir, halkaların sallanması kaydedilir. Ayrıca bir deri çanta zaman zaman veya ritmik bir şekilde bükülerek deri gıcırdaması kaydedilir (atın selesini temsil eden).
Sonunda bu üç sesin üst üste getirilerek elde edilen atın koşma sesi son derece gerçekçi bir şekle bürünür.


Foley yapan bir kişinin (Foley Artist) doğayı ve ortamını iyi gözlemlemesi, dinlemesi ve de duyduğu sesleri en ince ayrıntılarına kadar analiz edebilmesi, o seslerin benzerini, hatta daha iyisini nasıl bir yöntemle yeniden oluşturulacağı konusunda vizyon sahibi olması gerekmektedir.

Foley Seslerinin Filme Yerleştirilmesi:

Dijital kayıt ve gelişmiş programlar olmadan önce tüm foley sesleri canlı olarak yaratılır ve de ses efektinin kullanacağı sahne perdede veya ekranda seyredilirken zaman çizgisinde oluşan hareketlere göre kaydedilirdi.

Çok gelişmiş dijital ses kayıt programları ve ses dalgasının onlarca parametresi ile oynamamıza olanak veren "plug-in"ler sayesinde ses efektlerini en ince ayrıntılarına kadar görüntü üzerine yerleştirmek artık zaman parametresinden bağımsız olarak mümkün olmaktadır.

Burada ince ayrıntının erişeceği bir sınırı yoktur, teknik bilgi ve yaratıcılığın bir arada kullanıldığı bu çalışmalarda her çalışma, her film bizleri yeni ufuklara götürmektedir.
Ses tasarımı alanında akıl almaz bir yarış vardır ve her tasarımcı en kaliteli, en yaratıcı ve en orijinal ses tasarımını yapmak için çok eğlenceli ama yoğun çalışmalara girmektedir.

Aklımıza bir soru gelmektedir:
Acaba hem çekim alanında çekilen efektler ile stüdyoda üretilen sesler birlikte kullanılırsa ne olur?
Çok yaratıcı ve etkileyici sonuçlar alınır diyebilirim. Ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın sinemasında bu yöntem sıklıkla kullanılmış ve de tüm dünya sineması çevrelerinden övgüler almıştır.

Aşağıda keyifle izleyeceğiniz bir bağlantı yer almakta. Ses Mühendisi Dave Birch vahşi doğa belgesellerinde foley ve ses tasarımının önemini anlatıyor.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder